Varis Yarası ( Venöz Ülser) nasıl tedavi edilir? Neler yapılmalıdır?

Varis yarası, tıbbi adıyla venöz ülser, bacaklardaki toplardamarların yetersiz çalışması sonucu ortaya çıkan kronik bir yara türüdür. Bu yaralar genellikle bacakların alt kısmında, özellikle ayak bileği çevresinde görülür. Venöz ülserler, kanın bacaklardan kalbe geri taşınmasında yaşanan zorluklar nedeniyle ortaya çıkar. Damarlar düzgün çalışmadığında, kan bacaklarda birikir ve bu da damar içi basıncın artmasına neden olur. Sonuç olarak, cilt ve çevresindeki dokular zarar görür, bu da venöz ülserin oluşumuna yol açar.

Venöz ülserlerin başlıca nedeni kronik venöz yetmezliktir. Bu durum, toplardamarlardaki kapakçıkların hasar görmesi veya işlevini yerine getirememesi sonucunda kanın geriye kaçması ve damar içerisinde birikmesiyle karakterizedir. Damarlar genişler, şişer ve çevre dokulara zarar verecek şekilde baskı yapar. Risk faktörleri arasında yaş, obezite, hareketsiz yaşam tarzı, geçmişte geçirilmiş damar tıkanıklıkları veya travmalar, ailede venöz hastalık öyküsü ve uzun süreli ayakta kalma gibi durumlar yer alır.

Venöz ülserlerin tedavisinde ilk hedef, yaranın iyileştirilmesi ve tekrarlamasının önlenmesidir. Tedavi genellikle yara bakımı, basınç terapisi ve altta yatan venöz yetmezliğin düzeltilmesine yönelik girişimleri içerir. Yara bakımı, yaranın temizlenmesi, uygun pansumanlarla korunması ve enfeksiyon riskinin azaltılması gibi işlemleri kapsar. Basınç terapisi ise elastik bandajlar veya varis çorapları kullanılarak damar içi basıncın azaltılmasına yardımcı olur.

Altta yatan venöz yetmezliğin tedavisi için ise çeşitli minimal invaziv yöntemler mevcuttur. Bu yöntemler arasında lazer tedavisi, radyofrekans ablasyonu, Ekoskleroterapi ve skleroterapi gibi teknikler bulunur. Ayrıca, hastaların yaşam tarzı değişiklikleri yapması, kilo kontrolü sağlaması, düzenli egzersiz yapması ve uzun süre ayakta kalmaktan kaçınması da tedavinin başarısı açısından önemlidir.

Varis tedavisi sonrasında günlük hayata dönüş süresi, uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak değişir.

Uyguladığımız kapalı yöntem ameliyatsız tedavilerde günlük hayata dönüş hemen olur. hastane yatışı yada istirahat gerekmez. Aksine bol yürüyüş ve dinlenirken bacağın kalp seviyesinden yükseğe alınması önerimizdir.

Bazı tedaviler sonrası 2-3 gün elastik bandaj uygulansa da yürüyüş önerilir. Ve yine yatak istirahati gerekmez.

Tedavi süresi hastadan hastaya değişebilir. Her hastanın varis yoğunluğu, varis tipi, varislerin derinliği, kaç venin bozuk olduğu gibi durumlar tedavi süresini belirler. Muayene ve renkli doppler detaylı çekimi sonrası bu süre belirlenebilir.

Venöz reflü yada yetersizlik; toplardamar kapakçıklarının düzgün çalışmaması sonucu kanın geri kaçması durumudur. Normalde bu kapakçıklar, kanın tek yönlü akışını sağlar ve yer çekimine karşı kanın yukarı doğru pompalanmasına yardımcı olur. Kapakçıklar hasar gördüğünde, kan geriye doğru akar ve bacaklarda birikir. Bu durumda da varisler gelişir. Yani ciddi bir varisin oluşumunda temelde venöz yetmezlik vardır.

Tespit Yöntemleri

  • Fiziksel Muayene: Doktor, bacaklarda şişlik, renk değişikliği, ciltte incelme veya ülser gibi belirtileri değerlendirir.
  • Doppler Ultrasonografi: Ses dalgaları kullanılarak damar içindeki kan akışı incelenir ve reflü olup olmadığı kontrol edilir.
  • Venografi: X-ışını ile damarlardaki kan akışını görüntülemek için kontrast madde enjekte edilir.
  • Renkli doppler ultrasonografi venöz yetersizliği saptamada, yan etkisi olmayan ve invaziv olmayan, kliniğimizde tercih ettiğimiz yöntemdir.

Neler Yapılmalıdır?

Yaşam Tarzı Değişiklikleri:

  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Bacakları yüksekte tutmak
  • Sağlıklı kiloda kalmak
  • Uzun süre ayakta sabit durmaktan veya oturmaktan kaçınmak

Kompresyon Tedavi:

  • Varis çorapları kullanmak: Bu çoraplar bacaklardaki basıncı artırarak kan akışını iyileştirir.

Tıbbi Tedaviler:

  • Lazer Tedavisi: Lazer ışığı ile varisli damarlar kapatılır.
  • Radyofrekans Ablasyon: Radyofrekans dalgaları kullanılarak varisli damarlar ısıtılır ve kapatılır.
  • Tıbbi Yapıştırıcı: Varisli damarın içine yapıştırıcı enjekte edilerek kapatılır.

Cerrahi Müdahale:

  • Stripping: Varisli damarlar cerrahi olarak çıkarılır.
  • Flebektomi: Küçük kesiler yapılarak varisli damarlar alınır.

Her hasta için uygun tedavi yöntemi, varislerin ciddiyetine, genel sağlık durumuna ve yaşam tarzına bağlı olarak değişir. Bu nedenle, venöz yetersizlik veya reflü belirtileri yaşayan kişilerin bir damar cerrahı veya fleboloji uzmanına başvurması önemlidir.

Varis ameliyatları, genişlemiş ve görünür damarları tedavi etmek amacıyla yapılan prosedürlerdir. Varis ameliyatlarının çeşitli yöntemleri vardır ve her birinin avantajları ve dezavantajları bulunur. İşte en yaygın varis ameliyat yöntemleri, nasıl yapıldıkları ve hangi yöntemlerin ne zaman tercih edildiği hakkında detaylı bilgiler:

Varis Ameliyatı Yöntemleri

  • Stripping (Varisli Damarın Çıkarılması)

Varisli damar, cilt altından cerrahi olarak çıkarılır. İşlem genellikle genel ya da spinal anestezi altında yapılır. Damara bir kılavuz tel yerleştirilir ve damar bu tel aracılığıyla çekilir. İşlem sırasında genellikle birkaç kesik yapılır. Özellikle büyük varislerin tedavisinde etkilidir.

Ancak iyileşme süreci genellikle daha uzun olabilir ve bazı komplikasyon riskleri taşır. Ameliyat izleri kalabilir ve bazı durumlarda cilt altında çukurluklar oluşabilir.

  • Lazer Tedavisi (Endovenöz Lazer Ablasyonu – EVLA)

Varisli damarın içine ince bir lazer kateter yerleştirilir ve lazer ışını ile damar ısıtılır. Isınma sonucu damar duvarı kapanır. Lokal anestezi altında yapılan minimal invaziv bir yöntemdir. İşlem sırasında damarın içine lazer fiberi yerleştirilir. Ancak bazı hekimler spinal anestezi ya da sedasyon anestezi altında bu işlemi uygulayabilmektedir.

Daha az invaziv bir yöntemdir ve iyileşme süreci daha hızlıdır. Komplikasyon riski genellikle düşüktür ve estetik sonuçlar daha iyidir. Ancak büyük damarlar için yeterli olmayabilir ve bazı durumlarda ek tedavi gerekebilir.

  • Radyofrekans Ablasyonu (RFA)

Varisli damarın içine radyo dalgaları ile ısı uygulanır. Isı, damar duvarını kapatarak damarın kapanmasını sağlar. Lokal anestezi altında yapılan bir yöntemdir ve bir kateter aracılığıyla radyofrekansı damarın içine iletilir. İşlem minimal invazivdir ve iyileşme süreci hızlıdır. Genellikle düşük ağrı ve komplikasyon riski taşır. Lazer ablasyona göre bazı büyük damarlarda da uygulanabilmektedir.

  • Tıbbi zamk ya da yapıştırıcı:

Tıbbi zamk veya yapıştırıcı ile varis ameliyatı, varisli damarları kapatmak için özel bir tıbbi yapıştırıcı kullanılarak yapılan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, varisli damarın içine yapıştırıcı enjekte edilerek damar duvarlarının birbirine yapışmasını ve kan akışının durdurulmasını sağlar. Kesme veya dikiş gerektirmez, bu nedenle iyileşme süresi kısadır.

Ancak alerjik reaksiyonlar, ciltte renk değişiklikleri veya yapışkanın damarın dışına sızması gibi yan etkiler olabilir. Her hasta için uygun olmayabilir, özellikle çok büyük veya karmaşık varisler için. Büyük damarlar da yeniden açılma ve işlem tekrarı olabilmesi bir dezavantaj olabilir. Bu yöntem diğer geleneksel yöntemlere göre daha yenidir, bu nedenle uzun vadeli etkinlik ve güvenlik verileri sınırlıdır.

Lazer tedavisi ve radyofrekans ablasyonu, minimal invaziv özellikleri sayesinde genellikle daha hızlı iyileşme, daha kesin sonuçlar ve daha az komplikasyon riski sunar.

Sonuç olarak, hangi yöntemin daha uygun olduğu, varislerin boyutuna, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Uzman bir damar cerrahı, size en uygun tedavi yöntemini belirlemek için detaylı bir değerlendirme yapacaktır.

Kliniğimizde uygun hastalara Endovenöz Radyofrekans veya Lazer tedavileri uygulanmaktadır. Randevu oluşturmak için bizimle iletişime geçiniz.

Varis tedavi ücretleri hakkında bilgi verebilmemiz için önce sizi muayene etmeli ve detaylı renkli Doppler ultrason incelemesi yapmalıyız. Ultrason sonucunda bacağınızdaki damar haritası çıkarılır ve tedavi şekliniz belirlenir. Ayrıca muayenede saptanan varis tipiniz, varis yoğunluğu, boyutları ve iç damarlarınızdaki herhangi bir bozukluk, ücreti belirler. Varis tedavisi kişiye özeldir ve her hastaya özel olarak belirlenir. Tüm bu sebeplerden dolayı sizi önce muayene ve detaylı renkli Doppler ultrason incelemesine bekliyoruz. Bu inceleme sonrasında tüm ücretler ve seanslar belirlenecek ve tarafınıza iletilerek bilgi verilecektir.

Varis tedavi fiyatları; her hastaya farklı yöntemler uygulanacağından kişiye özel belirlenir. Fiyatlar; ilk muayene ve renkli doppler ultrason sonucunda belirlenebilir.

Skleroterapi fiyatları; varislerin büyüklüğü, yaygınlığı, kaç seans gerekeceği ve seansa ayırılacak zamana göre değişiklik gösterebilir.
Köpük tedavisi ücretlerini belirlerken kullanılacak ilaç miktarı hastanın yaşına, ek hastalıkları olup olmamasına, hastanın zaman kısıtlaması olup olmamasına göre dahi değişebilir.

Kılcal lazer tedavi fiyatları yine kılcalların yoğunluğuna, ne kadar yüzeyel veya derin olmalarına, kullanılan başka ilaç varlığına göre değişkenlik gösterebilir.
Kılcal telenjiektazilerin bir kısmı skleroterapi, bir kısmı lazer tedavisi gerektirebilir. Bu da kılcal damar tedavi ücretlerini değiştirebilir.

Endovenöz lazer ve radyofrekans tedavi fiyatları; kullanılan kateterin cinsine, kalitesine, ince yada kalın kateter oluşuna, aynı bacakta kaç tane fonksiyonunu kaybetmiş toplardamar olduğuna göre değişir.

Her lazer yada radyofrekans kateterinin fiyatı aynı değildir. Ve bu hastaya göre belirlenir. Tüm bu nedenlerden dolayı önce muayene ve ayrıntılı renkli doppler ultrason için randevu almalısınız.

Muayene ve ayrıntılı renkli doppler ultrason fiyatı her klinik yada hastanede değişkenlik gösterebilir. Bunun nedeni hastaya ayırılan sürenin ve çekilen renkli doppler ultrason süresinin değişmesidir.

Kliniğimizde muayene ve renkli doppler ultrason yaklaşık 45-60 dakika sürebilmektedir. Bu nedenle hastaya telefon aracılığı ile bazı bilgiler aldıktan sonra bu ücreti paylaşabilmekteyiz. Elbette standart ücretlerimiz var, ancak hastadan hastaya bu ücret dahi değişebilmektedir. Lütfen bu ücreti öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Elbette, bize fikir verebilir. Ancak ultrasonunuzu bizim çekmemizi neden tercih etmelisiniz, açıklayalım. Birçok hastanede renkli doppler’i ayrı bir uzman çeker, tedavinizi ise başka bir uzman yapar. Bu durum bazı dezavantajlara neden olabilir. Tedavinizi üstlenecek doktorun, kendi çektiği renkli Doppler’ı incelemesi doğal bir süreçtir. Düşmanı iyi tanımadan bir savaşa girmek doğru değildir. Muayene olmadan ve renkli doppler ultrasonunuzu çekmeden size tedavi seçenekleri, ücret bilgisi, seans sayısı gibi bilgileri sunmamız doğru olmaz. Bazı hastanelerde renkli doppler çekimi yoğunluktan dolayı 5-10 dakika sürebilir. Kliniğimizde bu çekim detaylı yapılmakta ve 25-45 dakika arasında sürmektedir. Hastanelerde Radyoloji bölümü, çeşitli ultrason ve diğer görüntüleme yöntemleri ile meşgul olabilmektedir.

Varis, genellikle bacaklardaki damarların genişlemesi ve şişmesiyle ortaya çıkar. Ancak, varis hastalığı belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı kişilerde belirtiler hafif olabilirken, diğerlerinde daha belirgin olabilir. Varis hastalığına işaret edebilecek bazı yaygın belirtiler şunlardır:

  • Damarlarda Görünür Kılcal Damarlar (Örümcek Ağı Damarları): Bacaklarda, özellikle dizlerin ve bacakların arka kısmında, mor, mavi veya kırmızı renkte ince damarlar görülebilir.
  • Toparlama ve Şişme: Bacaklarda şişme, özellikle gün sonunda veya uzun süre ayakta durduktan sonra ortaya çıkabilir.
  • Ağrı ve Ağırlık Hissi: Bacaklarda ağrı, dolgunluk hissi veya ağırlık hissi olabilir. Bu belirtiler genellikle gün içinde artar.
  • Kaşıntı ve Yanma: Varisli damarlar etrafındaki ciltte kaşıntı, yanma veya karıncalanma hissi olabilir.
  • Deride Renk Değişiklikleri: Varisli damarlar etrafındaki ciltte renk değişiklikleri olabilir.
  • Gece Krampları: Bacaklarda gece krampları sıkça görülebilir.
  • Duyarlılık ve Ağrı: Varisli damarlar etrafındaki ciltte hassasiyet ve ağrı olabilir.

Bu belirtiler varis hastalığının olası belirtileridir, ancak her belirtiye sahip olan kişi varis hastalığına sahip olmayabilir. Eğer bu belirtilerden bir veya daha fazlasını yaşıyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek ve durumunuzu değerlendirmek önemlidir. Uzman bir doktor, gerekirse görüntüleme testleri (örneğin, ultrason) yaparak varis hastalığını teşhis edebilir ve uygun tedavi seçeneklerini önererek size yardımcı olabilir.

Hayır, her varis hastasının tedavisi aynı olmayabilir. Varis tedavisi, hastanın belirtileri, damar yapısı, sağlık durumu ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Varis tedavisinde kullanılan yöntemler arasında şunlar bulunabilir:

  • Varis Çorapları (Destek Çorapları): Dolaşımı artırmak ve bacaklardaki belirtileri azaltmak için kullanılır.
  • Skleroterapi: Damara enjekte edilen bir madde ile damarın iç yüzeyini tahrip ederek kapatılmasını sağlar.
  • Lazer ve Radyofrekans Ablasyon: Damarın içini yakan veya kapatmaya yardımcı olan enerji kaynakları kullanılır.
  • Cerrahi Girişimler: Ciddi durumlarda, büyük varislerin çıkarılması için cerrahi müdahaleler gerekebilir.
  • Flebektomi: Cilt yüzeyinden yapılan küçük kesilerle varislerin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir.

Tedavi planı genellikle bir flebolog veya damar cerrahı tarafından belirlenir. Hasta muayenesi ve gerektiğinde görüntüleme testleri (örneğin, ultrason) kullanılarak, damarların durumu ve varislerin türü değerlendirilir. Tedavi, semptomların şiddeti ve varislerin büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir.

Her hasta farklı olduğu için, tedavi planının kişiselleştirilmesi önemlidir. Bazı hastaların sadece yaşam tarzı değişiklikleri ve varis çorapları kullanımıyla semptomları kontrol altına alınabilirken, diğerleri daha yoğun tedavilere ihtiyaç duyabilir. Tedavi seçenekleriyle ilgili en iyi kararı almak için bir uzmana danışmak önemlidir.

Varis hastalarına önerilen tedavilerden biri, varis çorapları veya destek çorapları kullanmaktır. Ancak, bu durum her hasta için aynı olmayabilir. Varis çorapları, bacaklarda biriken kanın daha etkili bir şekilde kalbe geri dönmesine yardımcı olabilir ve bu da varis semptomlarını hafifletebilir.

Varis çorapları şu avantajları sağlayabilir:

  • Dolaşımı artırma: Varis çorapları, bacaklardaki dolaşımı artırarak damarların genişlemesini ve şişmesini azaltabilir.
  • Şişkinlik ve ağrıyı azaltma: Varis çorapları, bacaklardaki şişkinliği ve ağrıyı azaltabilir.
  • Damar yapısını destekleme: Varis çorapları, damarların yapısını destekleyerek daha iyi bir kan akışını teşvik edebilir.

Ancak, varis çorapları giymek her zaman zorunlu değildir. Bu, hastanın durumuna ve semptomlarına bağlı olarak değişebilir. Bir sağlık profesyoneli, hastanın durumunu değerlendirdikten sonra varis çoraplarını önerip önermemeye karar verecektir. Ayrıca, varis çorapları seçilirken doğru boyut ve basınç seviyesinin belirlenmesi önemlidir.

Varis çorapları giymekle ilgili önerileri ve kararları doktorunuzla görüşmek, bireysel durumunuza uygun bir tedavi planı oluşturmak için önemlidir.

Varis hastaları için uygun olan sporlar genellikle düşük etkili ve bacakları aşırı zorlamayan aktivitelerdir. İşte varis hastaları için uygun sporlar:

  • Yürüyüş: Düzenli yürüyüş, bacak kaslarını güçlendirir ve dolaşımı artırabilir. Ancak aşırı yorucu olmamalıdır.
  • Yüzme: Su, vücuda hafif bir direnç sağlar ve bu da kasları çalıştırabilir ancak eklemlere ve damarlara fazla baskı yapmaz.
  • Bisiklet sürme: Düşük dirençli ve düz bir zeminde bisiklet sürmek, bacak kaslarını güçlendirebilir ve dolaşımı artırabilir.
  • Yoga: Bazı yoga pozları, bacaklardaki kan dolaşımını artırabilir ve bacak kaslarını güçlendirebilir. Ancak, aşırı zorlanmaktan kaçınılmalıdır.
  • Egzersiz bisikleti: Düşük dirençte egzersiz bisikleti kullanmak, bacakları güçlendirebilir ve kalp-damar sağlığını destekleyebilir.
  • Su içinde egzersiz, yoga ve masaj: Yumuşak su hareketleri, kasları rahatlatabilir ve dolaşımı artırabilir.

Varis hastaları, aşırı yorucu sporlardan, ağırlık kaldırmaktan, uzun süre ayakta durmaktan ve aşırı sıcak ortamlardan kaçınmalıdır, çünkü bu faktörler varis belirtilerini artırabilir. Ayrıca, herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce bir sağlık profesyoneliyle konuşmak her zaman iyi bir fikirdir.

Varis, genellikle bacaklarda oluşan ve genellikle estetik bir sorun olarak görülen bir durumdur. Ancak, varis tedavi edilmezse, durum ilerleyebilir ve belirtiler zaman içinde şiddetlenebilir. Varislerin tedavi edilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek olası sorunlar şunlar olabilir:

  • Ağrı ve Rahatsızlık: Varisler genellikle ağrı, ağırlık hissi ve bacaklarda rahatsızlık gibi semptomlara neden olur. Tedavi edilmediğinde bu belirtiler artabilir. Bu durum, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
  • Şişlik: Varisler, bacaklardaki damarların genişlemesi nedeniyle bacaklarda şişmeye neden olabilir. Tedavi edilmezse şişlik daha belirgin hale gelebilir.
  • Cilt Sorunları: Varislerin neden olduğu dolaşım sorunları, cilt üzerinde değişikliklere yol açabilir. Bu değişiklikler arasında ciltte renk değişiklikleri, kaşıntı ve kuruluk bulunabilir. Varisli damarlar, cildin altında şişliklere ve renk değişimlerine neden olabilir. Bu durum, ciltte kaşıntı, kuruluk, deri ülserleri ve hatta enfeksiyonlara yol açabilir.
  • Ülserler: İlerleyen durumlarda, bacaklardaki varisler cildin altındaki dokulara zarar verebilir ve venöz ülserlere (yaralara) neden olabilir. Bu ülserler iyileşmesi zor olabilir.
  • Tromboflebit: Varisler, bacaklardaki damar duvarlarının zayıflamasına neden olarak tromboflebit adı verilen damar içi pıhtı oluşumuna yol açabilir.
  • Dermatit: Varisler nedeniyle ciltteki değişiklikler bazen dermatit denilen iltihabi cilt hastalıklarına neden olabilir.
  • Venöz ülsere yara: Tedavi edilmeyen ve dermatit gelişen hastalarda bir süre sonra deri bütünlüğü bozularak ülsere yaralar oluşabilir.
  • Pıhtı ve Emboli: Derin damar yetmezliği gelişen, tedavi olmayan hastalarda damar içerisinde pıhtı oluşabilir ve akciğer embolisi gelişebilir. Bu durum ölümcül olabilmektedir. Varisli damarlarda kanın yavaşlaması ve birikmesi, kan pıhtılarının oluşma riskini artırır. Bu pıhtılar, derin ven trombozu (DVT) olarak bilinen ciddi bir duruma yol açabilir. DVT, pıhtının akciğerlere ulaşması durumunda hayati tehlike oluşturabilir.
  • Kanama: Varisli damarlarda oluşan yüzeysel kanamalar, tedavi edilmediğinde tekrarlayabilir ve kan kaybına yol açabilir.

Tedavi edilmediğinde varislerin bu komplikasyonlara yol açma olasılığı artar. Bu nedenle, varis belirtileri yaşayan kişilerin bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmeleri ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeleri önemlidir. Tedavi, semptomları hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda potansiyel komplikasyonları da önlemeye yardımcı olabilir.

Gebelik döneminde varis tedavisi yapılıp yapılmayacağı, durumun ciddiyetine, semptomlara ve gebeliğin hangi aşamasında olduğuna bağlı olarak değişebilir. Gebelikte vücutta meydana gelen hormonal değişiklikler ve artan kan hacmi nedeniyle damar genişlemesi ve varisler daha sık görülebilir. Ancak, tedavi seçenekleri dikkatlice değerlendirilmelidir.

Gebelik sırasında varis tedavisi için aşağıdaki yöntemler düşünülebilir:

  • Kompresyon Çorapları: Bu çoraplar, bacaklardaki kan dolaşımını artırarak varis semptomlarını hafifletebilir. Gebelik sırasında kullanımları genellikle güvenlidir.
  • Düzenli Egzersiz: Hamilelikte düzenli, düşük etkili egzersiz, bacak kaslarını güçlendirip dolaşım sistemini destekleyebilir.
  • Dengeli Beslenme: Sağlıklı bir beslenme düzeni, vücutta sıvı birikimini önleyerek varis semptomlarını azaltabilir.

Ancak, bazı invaziv tedavi yöntemleri (örneğin, skleroterapi veya cerrahi müdahale) gebelik sırasında önerilmeyebilir, özellikle de gebeliğin erken aşamalarında. Bu tür tedavilerin riskleri ve faydaları dikkate alınmalı ve gebelik sırasında yapılıp yapılmayacağı konusunda uzman bir doktorla konuşulmalıdır.

Gebelik döneminde varis belirtileri yaşayan kadınlar, tedavi seçenekleri üzerinde doktorlarıyla açık bir iletişim kurmalı ve birlikte en güvenli ve etkili yaklaşımı belirlemelidirler.

Gebelerde tedaviye hemen başlanmasa da doğumdan 2 ay sonra tedavi başlanabilir. Gebelere yine de hamileyken muayene ve renkli Doppler ultrason öneriyoruz. Çünkü ileri derecede derin venöz yetmezlik saptanırsa, pıhtı ve emboli riski nedeniyle annenin emboliye bağlı ölüm riski dahil korunması gerekebilir. Varisi olan gebeler, gebelik süresince ve doğumdan 1 ay sonrasına kadar risk altında olabilir.

Varis tedavisi sonrasında tekrar oluşma riski var, ancak doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu risk azaltılabilir. Tedavi sonrasında dolaşım sistemini desteklemek, damarların elastikiyetini korumak ve damar genişlemesini engellemek için önlemler almak önemlidir. Bacağınızda çok sayıda toplardamar vardır. Bu varisin tekrarı değil, yeni varis oluşumunu ifade eder.

Tedavi sonrasında şu adımlar atılabilir:

  • Kompresyon Çorapları: Doktorunuzun önerdiği şekilde kullanılan kompresyon çorapları, bacaklardaki kan dolaşımını destekleyerek varis oluşumunu azaltabilir.
  • Düzenli Egzersiz: Düzenli egzersiz, bacak kaslarını güçlendirir ve dolaşım sistemini destekler. Yürüyüş, bisiklet sürme veya yüzme gibi düşük etkili egzersizler önerilebilir.
  • Sağlıklı Beslenme: Yeterli lif alımı ve sağlıklı beslenme, genel sağlığı iyileştirir ve damar sağlığını destekler.
  • Kilo Kontrolü: Aşırı kilo, bacaklardaki damarlara ekstra baskı yapabilir. Sağlıklı bir kilo korumak varis riskini azaltabilir.
  • Düzenli Kontroller: Tedavi sonrasında düzenli doktor kontrolleri önemlidir. Belirtiler yeniden ortaya çıkarsa, erken müdahale etmek tedavi başarısını artırabilir.

Varis tedavisi, semptomları hafifletmek ve görünümü düzeltmek için etkili olabilir, ancak tamamen yeni varis oluşumunu engelleyemez. Her hasta farklıdır, bu nedenle tedavi sonrası sürecin yönetimi için doktorunuzla işbirliği yapmak önemlidir.

Renkli Doppler ultrasonun amacı bunu belirlemektir. İçerde problem varsa, başka varisler oluşabilir. Bu nedenle önce içerideki problemi çözeriz, sonra dış görüntü tedavisi uygularız. Görünen damarlar bozuk olanlardır, ve biz bu bozuk olanları tedavi ediyoruz. İleride başka toplardamarlarınız elbette bozulabilir. Ancak bunlar tedavi edilmezse, yenileri üzerlerine eklenecektir. Bir dişiniz çürüdüğünde tedavi olmanıza rağmen, nasıl başka bir dişiniz de çürüyebilirse aynı durum söz konusu.

Her varis hastasına ameliyat gerekmez. Varisler, genellikle estetik kaygılar veya semptomların şiddeti gibi durumlar göz önüne alınarak tedavi edilir. Varis tedavisi için kullanılan yöntemler arasında ameliyat, skleroterapi, radyofrekans ablasyon, endovenöz lazer ablasyon gibi cerrahi olmayan girişimler bulunmaktadır.

Ameliyat, genellikle daha ileri durumdaki varisler veya diğer tedavilere yanıt vermeyen durumlarda düşünülebilir. Ancak, günümüzde birçok hastaya cerrahi olmayan yöntemlerle etkili ve daha az invaziv tedavi seçenekleri sunulmaktadır. Bu nedenle, varis tedavisi için bir seçenek düşünülüyorsa, uzman bir doktora başvurmak ve durumu değerlendirmek önemlidir. Her hasta farklıdır ve tedavi planı bireysel olarak belirlenmelidir.

Varis tedavisinin her aşamasında kalp ve damar cerrahisi uzmanına başvurabilirsiniz. Ancak her kalp ve damar cerrahisi uzmanı varis tedavileri alanında uzmanlaşmış olmayabilir. Kalp cerrahisi ve periferik arter cerrahisi konularına ilgi duyan cerrahların yanı sıra, fleboloji ve varis tedavisi konusunda özel olarak eğitim almış ve bu alanda tedavi uygulayan hekimler de bulunmaktadır.

Ancak bu hekimlerin çoğu, maalesef renkli Doppler ultrasonu kendileri çekmemekte veya detaylı değerlendirme yapamamaktadır. Bu nedenle, hastalarını renkli Doppler ultrason çekimi için bir radyoloğa yönlendirmekte ve elde edilen sonuca göre tedavi uygulamaktadırlar. Bu aşamada bazı sıkıntılar yaşanabilmektedir. Renkli Doppler ultrasona yeterli zaman ayırılmaması, yoğunluk nedeniyle eksik çekim veya çekim metodunun hatalı olması gibi nedenlerle, cerrahınız el becerisi yüksek olsa bile, tedavi eksik ve hatta hatalı olabilmektedir.

Ayrıca, bazı genel cerrahi uzmanları da varis cerrahisi yapabilmektedir ve bu nedenlerle benzer sıkıntılar ortaya çıkabilmektedir. Daha da vahim bir durum ise, renkli Doppler ultrason çekilmeden doğrudan varislerin cerrahi olarak çıkarılması ya da skleroterapi (köpük tedavisi) yapılmasıdır.

Bazı radyologlar da varis tedavisi yapmaktadır. Doppler ultrasonu kendileri çekmekte ve cerrahi gerekmeyen hastalarda lazer, radyofrekans ve skleroterapi tedavileri uygulamaktadırlar. Ancak burada başka bir sorun mevcuttur. Düşükte olsa gelişebilecek bir komplikasyon durumunda cerrahi müdahale gerekebileceğinden, radyologların bunu yapamayacağı düşünülürse, kalp ve damar cerrahına ulaşana kadar zaman kaybı ve kanama, hematom gibi durumlarda daha ciddi komplikasyonlara neden olabilecektir.

Ayrıca bazı dermetologlar, plastik cerrahlar ve hatta güzellik merkezleri renkli doppler ultrason çekimi olmadan küçük kılcal damarlara skleroterapi veya kılcal lazer uygulayabilmekteler. Ancak bu çok kritik bir hatadır ve sonuç alınsa bile mutluluğu çok kısa sürecektir. Çünkü zeminde bozuk bir damar bunlara neden oluyorsa; çok kısa bir sürede yeniden oluşacaklardır.

Op. Dr. İlker Zan, fleboloji alanında kendini geliştirmiş, uzun yıllardır sadece damar tedavileri uygulayan ve detaylı renkli Doppler ultrasonu kendisi çekebilen bir damar cerrahıdır. Olası bir düşük riskte dahi müdahale edebilen, kesisiz ve dikişsiz varis tedavi prosedürlerinin tamamını lokal anestezi altında uygulayabilen deneyimli bir hekimdir.

Kliniğimizde kesi yapmadan, dikiş kullanmadan, lokal anestezi altında ve hastane yatışı gerektirmeyen güncel tedavi yöntemlerini uyguluyoruz. Tüm bunlar işlem komplikasyon risklerini azaltmakta, günlük hayatınıza çok kısa sürede dönmenizi sağlamaktadır.

Hangi yöntemin yapılacağı muayene ve detaylı renkli doppler ultrason sonrası belirlenir. Ve hastaya özel seçim yapılır. Her hasta farklıdır. Çıkacak sonuçlara göre tercih edilebilecek tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Skleroterapi: Varisli damarın içine özel bir ilaç (sklerozan) enjekte edilerek damarların kapanması sağlanır. Bu yöntem genellikle küçük varisler ve kapiller ağlar için uygundur. Tedavi sonrasında damarlar zamanla vücut tarafından emilir.
  • Lazer Tedavisi: Damar duvarlarına yüksek enerjili lazer ışını uygulanarak damarların içi ısıtılır ve kapanması sağlanır. Lazer tedavisi genellikle küçük kılcallar için kullanılır. Yüzeysel damarlar için etkili bir seçenektir.
  • Radyofrekans ve Lazer Damar İçi Ablasyonu (EVRF, EVLT, Endovenöz Prosedürler): Damarın içine radyo dalgaları veya lazer ile ısı uygulanarak damar duvarının kapanması sağlanır. Bu yöntem, varislerin içini ısıtarak damarların kapanmasına ve kan akışının normale dönmesine yardımcı olur. Genellikle orta ve büyük varisler için kullanılır. Lokal anestezi altında yapılabilir. Cerrahi dikiş ya da kesi yoktur.
  • Flebektomi veya Mini Flebektomi: Küçük kesiler açılarak varisli damarlar cerrahi olarak çıkarılır. Genellikle büyük varisler için kullanılır ve lokal anestezi altında yapılır. İyileşme süreci genellikle hızlıdır. Bazen dikiş gerekebilir.
  • Köpük Skleroterapi: Skleroterapi ilaçları köpük formunda hazırlanarak damar içine enjekte edilir. Köpük, damar içinde daha geniş bir alana yayılır ve daha etkili bir tedavi sağlar.
  • Komplemanter Tedavi: Varis tedavisinde, destekleyici tedaviler olarak kompresyon çorapları ve yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin, düzenli egzersiz, kilo kontrolü) kullanılır. Kompresyon çorapları, damarlardaki kan akışını düzenler ve semptomları hafifletir. Komplikasyon riskini azaltır.

Her tedavi yönteminin avantajları ve dezavantajları vardır ve en uygun tedavi seçeneği, varislerin türüne ve hastanın sağlık durumuna göre belirlenir. Bir damar cerrahi & flebolog, en uygun tedavi planını oluşturmak için gerekli değerlendirmeleri yapacaktır.

Kliniğimizde tüm tedaviler kesi ve dikiş olmadan, hastane yatışı yapılmadan, anestezi riskleri olmadan uygulanmaktadır. İlk muayene ve detaylı renkli doppler ultrason randevusu için bizimle iletişime geçin.

  • Kompresyon Çorapları Kullanmak

Varisli bölgelerdeki kan akışını artırarak şişlik ve ağrıyı azaltan özel çoraplardır. Günlük olarak, genellikle sabah kalktığınızda hatta bazı durumlarda yatakta iken giyilmelidir. Kompresyon çorapları, çeşitli basınç seviyelerine sahiptir, doktorunuza danışarak size uygun olanı seçebilirsiniz.

  • Düzenli Egzersiz Yapmak

Egzersiz, kan dolaşımını artırır ve bacaklardaki damarlar üzerindeki baskıyı azaltır.

Yürüyüş, yüzme, bisiklet sürme gibi düşük etkili egzersizler önerilir. Bu aktiviteler bacak kaslarını çalıştırarak venöz pompa fonksiyonunu destekler.

  • Bacakları Yüksekte Tutmak

Bacakları kalp seviyesinin üzerine kaldırmak, kanın bacaklardan geri dönüşünü kolaylaştırır ve şişlikleri azaltır. Gün içinde birkaç kez bacaklarınızı yastık veya benzeri bir destekle yüksekte tutun. Ayrıca, gece uyurken bacaklarınızı biraz yüksekte tutabilirsiniz.

  • Sağlıklı Beslenmek ve Kilo Kontrolü

Dengeli bir diyet, kilo kontrolüne yardımcı olur ve bacaklarınızdaki damarlar üzerindeki baskıyı azaltır. Lif açısından zengin gıdalar, taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar tüketilmelidir. Ayrıca, fazla tuz ve işlenmiş gıdalardan kaçınılmalıdır.

  • Soğuk Uygulamalar

Soğuk kompresler, bacaklardaki rahatsızlıkları hafifletebilir. Serin suyla bacakları yıkamak veya soğuk kompres uygulamak, kan akışını artırabilir ve şişlikleri azaltabilir. Sıcak su banyolarından ve uzun süreli sıcak ortamda kalmaktan kaçının.

  • Doğru Ayakkabı Seçimi

Yüksek topuklu ayakkabılar, bacaklardaki kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir. Rahat ve destekleyici tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir. Ayaklara uygun, rahat ayakkabılar giyilmelidir.

  • Hareketsiz Kalmamak

Uzun süreli ayakta sabit kalma veya hareketsiz oturma, varisleri kötüleştirebilir. Uzun süre aynı pozisyonda kalmaktan kaçının. Belli aralıklarla pozisyon değiştirin ve hareket edin.

Önemli Notlar

Düzenli Kontrol: Varislerinizi izlemek ve semptomlarınızda değişiklikleri değerlendirmek için düzenli olarak bir sağlık uzmanıyla görüşün.
Erken Müdahale: Belirtileriniz kötüleşirse veya yeni semptomlar ortaya çıkarsa, profesyonel sağlık yardımı almanız önemlidir.
Bu yöntemler varislerin semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir, ancak ciddi varis sorunları için profesyonel tıbbi müdahale gereklidir.

Bekledikçe varislerinizin derecesi ve şikayetleriniz ilerleyebilir, istenmeyen komplikasyonlar 8kanama, pıhtı, emboli, kapanmayan yaralar) gelişebilir. Bu tavsiyeler bize başvurana kadar ve tedavi sonrasında da dikkat etmeniz gereken tavsiyelerdir. Tedavinin yerini tutmaz.